Yapay zeka devrimi hız kesmeden ilerliyor ancak Avrupa Birliği (AB) bu yarışta giderek geriye düşüyor. ABD ve Çin’in öncülük ettiği bu alanda rekabet edebilmek için AB de 200 milyar euroluk dev bir yatırım planı açıkladı.
Avrupa, Umutsuz Bir Atak mı Yapıyor?
“InvestAI” adı verilen bu fon, AB’nin yapay zeka alanında lider olma hedefiyle tasarlandı. Bu hamlenin, küresel sahnede AB’nin yeniden yükselmesine katkı sağlayıp sağlamayacağı merak konusu.
AB’nin teknoloji alanında en büyük sorunlarından biri bürokrasi ve ağır düzenlemeler. Yapay zeka devriminde etkili olmak için hızla hareket etmek gerekiyor fakat AB’nin yasal süreçleri, birçok yenilikçi projeyi yavaşlatıyor. ABD ve Çin, özel sektör ile devlet yatırımlarını entegre ederken AB, hâlâ hangi alanlara yatırım yapacağını belirlemeye çalışıyor.
Avrupa Birliği, Yapay Zeka Yarışına Geç mi Katıldı?
Gerçek şu ki Avrupa Birliği, yapay zeka yarışına sonradan dahil oldu ve şu ana kadar büyük bir başarı elde edebilmiş değil. ABD’nin OpenAI, Microsoft ve NVIDIA gibi dev şirketlerle yaptığı milyarlarca dolarlık yatırımlara kıyasla Avrupa’daki yapay zeka ekosistemi; daha karmaşık, daha yavaş ve daha riskli bir yapı içinde ilerliyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in “Yapay zeka yarışında henüz kaybetmedik” açıklaması, aslında Brüksel’in paniğini gözler önüne seriyor. ABD, GPT-5’i ve otonom yapay zeka sistemlerini test ederken Çin, büyük veri merkezleri ve yapay zeka süper bilgisayarları kuruyor. Avrupa Birliği ise bu alan için daha yeni bir fon oluşturuyor.
InvestAI fonunun büyük bir bölümü, süper bilgisayarlar ve veri merkezleri kurulmasına harcanacak. Bunun amacı, Avrupa merkezli yapay zeka modellerinin ABD ve Çin’deki rakipleriyle rekabet edebilmesini sağlamak. Ancak soru şu: Avrupa bu yarışta hız kazanabilecek mi yoksa geri kalmaya devam mı edecek?
ABD ve Çin Çoktan Öne Geçti mi?
Yapay zeka sektörü, şu anda tam anlamıyla bir savaş alanı. ABD ve Çin, trilyon dolarlık yatırımlarla yapay zeka teknolojisini hızla ilerletirken, Avrupa, hâlâ düzenleyici politikalar ve yasal engellerle uğraşıyor.
AB’nin Yapay Zeka Yasası (AI Act), büyük teknoloji şirketlerini denetlemeyi amaçlasa da aslında Avrupa’daki girişimciler için büyük bir pranga hâline gelmiş durumda. Hatta birçok Avrupalı şirket, bu katı kurallardan kaçıp Silikon Vadisi’ne taşınıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kısa süre önce 109 milyar euroluk bir yapay zeka yatırım fonu duyurmuştu. Ancak sektör uzmanlarına göre Avrupa’nın bu yarışta söz sahibi olabilmesi için sadece para harcaması yetmeyecek. Bunun yerine, Avrupa’nın yenilikçi bir teknoloji kültürü oluşturması ve genç yetenekleri teşvik etmesi gerekiyor.
Şu anda en büyük sorunlardan biri de altyapı eksikliği. ABD ve Çin, yapay zeka eğitimi için özel süper bilgisayarlar inşa ederken Avrupa’nın hâlâ büyük çaplı bir teknoloji merkezine sahip olmaması, büyük bir dezavantaj.
Avrupa’nın Son Şansı mı?
Avrupa’nın yapay zeka yarışında gerçekten söz sahibi olabilmesi için hızlı, agresif ve yenilikçi bir politika izlemesi şart. Eğer AB, önümüzdeki 5 yıl içinde büyük bir atılım yapamazsa ABD ve Çin yapay zeka alanında çok daha ileri bir noktaya ulaşacak.
Von der Leyen’in açıklamalarına göre bu fon, sadece bir başlangıç ve gelecekte daha büyük yatırımlar yapılması planlanıyor. Ancak bu yeterli olacak mı belli değil çünkü ABD ve Çin, çoktan yapay zeka devrimini başlatmış durumda.
Bu noktada Avrupa’nın büyük teknoloji devleriyle ortaklık kurması, yapay zeka girişimcilerine yatırım yapması ve yenilik süreçlerini hızlandırması gerekiyor. Aksi takdirde Avrupa, yapay zeka çağında sadece bir izleyici konumunda kalabilir.
Peki bu hamle, Avrupa’yı yapay zeka yarışında yeniden oyuna sokacak mı ? Yoksa bu, kaybedilmiş bir savaşta son bir çırpınış mı? Cevabı önümüzdeki yıllarda göreceğiz ama şu bir gerçek: Yapay zeka yarışı, hiç olmadığı kadar kızıştı ve Avrupa, belki de elindeki son kozları oynuyor.
Kaynak: TheVerge