İlk sebep

Olanlar olmuş ya da olmaya devam etmekte ve oluşlar neticesinde kararlar oluşmaktadır lakin nedensellik ilkesi ya da oluşların sebeplere ihtiyaç duyması hadisesi bizi geçmise dönük bir şekilde ilk nedene götürür. "Varlığın, var olmasını sağlayan nedir?" sorusuna verilen yanıtlar da davranışların temeliymiş gibi addedilir lakin insan davranışının temeli de anlık ölçüde açıklanmaktadır.

Temel etki, kısmen hedonist algılar, hayvani içgüdüler neticesinde şekillendirilenler ve bunların hayata tesirleri, güçlünün baskısı ve kabulleri, lokal serzenişler, aman konforum bozulmasın, ayağıma taş değmesin düşünceleri, korkular, vesairler ve sairleştirilmesinde bir beis görülmeyenler.

Yukarıdaki herhangi bir örnek davranış bir öncele ihtiyaç duymaktadır. Doğru veya yanlış herhangi bir sonuç için bir neden lazımdır. Herhangi bir doğru veya yanlış sonucun yegane sebebi de öncel değildir ki çevresel faktörler de söz konusudur.

Bu minvalde sonuçların sebebi, bir ilke ihtiyaç duymaktadır demek de mantıksal olarak bir sorun içermez. Soru da "her şeyi kapsayan ilk neden nedir?" olduğu vakit, tadından yenmez sanırım.

CIdden, nedir ki bizi bize bağlamaya muhtaç kılan ve bizi, herhangi bir koşul içinde biz diye niteleyen? Bunun zararı veya faydası ne şekilde belirlenir? Tüm bunlar, kaçımızı birbirine bağlar?