lil
Üstün
Spiritüalizm, Tasavvufa yakın bir inançtır. Evrendeki her şeyin birer enerji olduğu, madde aleminin birer yanılsama olduğu ve bizim aslında bu maddesel ortamı oluşturan enerjinin bir parçası olduğumuz ve kişiliğimizin, irademizin; kısacası kimliğimizin bu evrenin ufak bir parçası olarak maddesel ortamda bulunmasına karşın, aslında her yerde ve her şeyde olduğumuz, çünkü Big Bang’den beri her şeyin birbiriyle bağlantılı ve “tek” bir enerjiyle iç içe olduğunu savunan bir inanç türüdür. Panteizm ve Panenteizm ile doğrudan bağlantılı gibi görünse de, Karma ve Enkarnasyon felsefesi (sürekli yeniden doğuş ve ruhu nirvana/en üst kademe/Tanrı katı’na ulaştırmak misyonu) ile harmanlanmış, Sufizm türü bir dindir. Günümüzde “New Age” denilen bir şekil almıştır. Bu sürekli yeniden doğuş ve her şeyin, herkesin aslında “tek bir bütün” ve “tek bir iradenin farklı yansımaları” olarak görüldüğü bir ideoloji olarak bilinir. Eskiden de bu düşünce biçimi, günün popüler dinleri veya akla yatkın felsefi düşünceleriyle birleştirilerek (Tasavvuf gibi) bazı toplumlara girmiştir. Günümüzde de Kuantum biliminin bize sundukları ve sunmaya devam ettikleriyle, “bilimle harmanlanmış” yeni bir dine evrimleştirilmiş ve bize “New Age” olarak sunulmuştur.
"Kuantum dalgalarının karmaşık yönlerinde ve manevi bilgeliğin derin boyutlarında, evrenin büyük senfonisini ayırt ediyoruz. Bu rezonans bize sadece seyirciler değil, varoluşun titreşimi içinde karmaşık bir şekilde iç içe geçmiş, sonsuza dek kozmos tarafından şekillendirilen ve şekillendirilen derin dokunmuş iplikler olduğumuzu öğretir."
Kuantum süperpozisyonu, parçacıkların ölçülene kadar aynı anda iki durumda nasıl var olabileceğini gösteren bu alanın en akıllara durgunluk veren vahiylerinden biridir. Ölçümün bir kuantum sistemini etkileme şekli gözlemci etkisi olarak da adlandırılır. Gözlemin kendisi parçacıkları "manipüle edebilir" ve "zihin" veya "bilincin" temel olduğunu veya ölçülen nesnelerden ayrılamaz olduğunu öne sürer.
Yine, indirgemeci materyalizm, maddenin gerçekliğin temeli olduğu için, ölçümden bağımsız olarak sabit ve kararlı olduğunu iddia eder. Saf nesnellik, kuantum süperpozisyonunun sorguladığı bilimsel dogmanın belirleyici ilkesidir. Bilim adamları ve araçları bulgularını etkilerse, saf nesnellik var olabilir mi? Hem kuantum fiziği hem de maneviyat, gözlemcinin ve gözlemlenenin ayrılmaz etkisini not eder.
"Nesnelere hakim olan bilimdir, ancak bilinçsiz bir geri dönüşe göre, ölü ve dairesel bir sorgulamaya yalnızca ölü ve dairesel bir yanıt veren onu derinlemesine yatıran nesnelerdir."
Spiritüalizm, evrenin temelinde bir bilinç veya enerji olduğunu savunur. Kuantum fiziği de, madde ve enerjinin ötesinde bir temel varlık olduğunu öne sürebilecek dalgalanmalar ve olasılıklar üzerinde odaklanır. Kuantum fiziğinde, gözlemcinin bir deneyin sonucunu etkileyebileceği ve gerçekliğin oluşumunda rol oynadığı teorisi vardır. Spiritüalist görüşlerde de bilinç veya ruhun, deneyimlenen gerçeklik üzerinde etkisi olduğu ve bu etkileşimin bir tür enerji transferi veya etkileşim şeklinde ortaya çıkabileceği düşünülür.
Kaynak; Spiritüalizm ve Kuantum Ä°liÅkisi Bölüm I
"Kuantum dalgalarının karmaşık yönlerinde ve manevi bilgeliğin derin boyutlarında, evrenin büyük senfonisini ayırt ediyoruz. Bu rezonans bize sadece seyirciler değil, varoluşun titreşimi içinde karmaşık bir şekilde iç içe geçmiş, sonsuza dek kozmos tarafından şekillendirilen ve şekillendirilen derin dokunmuş iplikler olduğumuzu öğretir."
Kuantum süperpozisyonu, parçacıkların ölçülene kadar aynı anda iki durumda nasıl var olabileceğini gösteren bu alanın en akıllara durgunluk veren vahiylerinden biridir. Ölçümün bir kuantum sistemini etkileme şekli gözlemci etkisi olarak da adlandırılır. Gözlemin kendisi parçacıkları "manipüle edebilir" ve "zihin" veya "bilincin" temel olduğunu veya ölçülen nesnelerden ayrılamaz olduğunu öne sürer.
Yine, indirgemeci materyalizm, maddenin gerçekliğin temeli olduğu için, ölçümden bağımsız olarak sabit ve kararlı olduğunu iddia eder. Saf nesnellik, kuantum süperpozisyonunun sorguladığı bilimsel dogmanın belirleyici ilkesidir. Bilim adamları ve araçları bulgularını etkilerse, saf nesnellik var olabilir mi? Hem kuantum fiziği hem de maneviyat, gözlemcinin ve gözlemlenenin ayrılmaz etkisini not eder.
"Nesnelere hakim olan bilimdir, ancak bilinçsiz bir geri dönüşe göre, ölü ve dairesel bir sorgulamaya yalnızca ölü ve dairesel bir yanıt veren onu derinlemesine yatıran nesnelerdir."
Spiritüalizm, evrenin temelinde bir bilinç veya enerji olduğunu savunur. Kuantum fiziği de, madde ve enerjinin ötesinde bir temel varlık olduğunu öne sürebilecek dalgalanmalar ve olasılıklar üzerinde odaklanır. Kuantum fiziğinde, gözlemcinin bir deneyin sonucunu etkileyebileceği ve gerçekliğin oluşumunda rol oynadığı teorisi vardır. Spiritüalist görüşlerde de bilinç veya ruhun, deneyimlenen gerçeklik üzerinde etkisi olduğu ve bu etkileşimin bir tür enerji transferi veya etkileşim şeklinde ortaya çıkabileceği düşünülür.
Kaynak; Spiritüalizm ve Kuantum Ä°liÅkisi Bölüm I