Günümüzde teknoloji dünyasında bir uygulamanın ücretsiz olması ya da geliştirici dostu özelliklerinin bulunması, onu açık kaynak kodlu bir proje gibi gösterebiliyor. Birçok kullanıcı; özellikle de geliştiriciler, sürekli kullandıkları araçların açık kaynaklı olduğunu varsayıyor. Ancak gerçek her zaman göründüğü gibi değil. Bir uygulamanın GitHub reposunun bulunması, topluluk odaklı hissettirmesi ya da geliştirici dostu özelliklere sahip olması, o projenin mutlaka açık kaynaklı olduğu anlamına gelmiyor.
Açık kaynak, bir yazılımın kaynak kodunun herkese açık olması ve lisansına bağlı olarak incelenebilmesi, değiştirilebilmesi ve yeniden dağıtılabilmesi anlamına geliyor. Linux, Firefox ve Blender gibi projeler bu kategorinin en bilinen örnekleri. Ancak bazı modern uygulamalar bu çizgiyi bulanıklaştırıyor ve kullanıcıları yanıltabiliyor.
Pek çok uygulama ücretsiz erişim sunuyor, geliştirici dostu özellikler barındırıyor ya da açık bir atmosfer yaratıyor fakat kod tabanı tamamen kilitli kalıyor. Bu durum, kullanıcıların uygulamanın gerçek doğasını yanlış anlamalarına neden oluyor. İşte bu tür yanıltıcı durumların en yaygın örnekleri.
Visual Studio Code: Microsoft’un Kaynak Kodu Düzenleyicisi
Visual Studio Code, geliştiriciler arasında en popüler kod editörlerinden biri. Hızlı, esnek ve GitHub’ta kaynak kodu bulunan bu araç, ilk bakışta tamamen açık kaynak gibi görünüyor. Ancak durum hiç de öyle değil. Microsoft’un web sitesinden indirdiğiniz VS Code, “Microsoft Software License” adı altında lisanslanan tescilli bir yazılım. Bu sürüm telemetri, marka ögeleri ve açık kaynak kod tabanında bulunmayan kısıtlamalar içeriyor.
Gerçek açık kaynak versiyonu “Code – OSS“ adını taşıyor ve yine Microsoft tarafından geliştiriliyor. MIT lisansı altında GitHub’ta sunulan bu versiyon tamamen açık kaynak. Ancak çoğu kullanıcının indirdiği ürün bu değil. Bu ayrım, şeffaflık konusunda hassas olan ya da değiştirilmiş bir versiyonu yeniden dağıtmak isteyen kullanıcılar için kritik önem taşıyor. Temiz ve telemetrisiz bir deneyim isteyenler VSCodium alternatifini tercih edebilirler.
Bu durum, bir uygulamanın açık kaynak temeli üzerine kurulup açık kaynak olmamasının en net örneği. Microsoft, hem açık kaynak topluluğunun desteğini alıyor hem de ticari kontrolü koruyor.
GitHub: Açık Kaynak Projelerinin Kapalı Evi
GitHub’ın açık kaynak olmaması belki de en şaşırtıcı örneklerden biri. Açık kaynak projelerin evi olan bu platform, tamamen kapalı kaynak bir sistem. Kendi sunucunuzda barındıramıyorsunuz, nasıl çalıştığını inceleyemiyorsunuz ya da altyapılarına bağımlı kalmadan üzerine yeni özellikler geliştiremiyorsunuz.
GitHub’ın açık kaynağı mümkün kılması, kendi modelini takip ettiği anlamına gelmiyor. Bu durum, birçok geliştiricinin gözden kaçırdığı önemli bir ayrıntı. Platform tamamen Microsoft’un kontrolünde ve gelecekteki yön değişiklikleri kullanıcıların elinde değil.
Tamamen açık alternatif arıyorsanız Forgejo ve Gitea, güçlü seçenekler sunuyor. Bu alternatifler, kendi kendine barındırılan çözümler oldukları için tam kontrol sağlıyorlar ancak kendi örneğinizi yönetmeniz gerekiyor.
Discord: Topluluk Odaklı Ama Kapalı Platform
Discord; güçlü geliştirici topluluğu, açık API’si ve özel botlarıyla açık bir atmosfer yaratıyor. Bu özellikler uygulamanın açık kaynak olduğu hissini uyandırsa da gerçek bundan çok farklı. Tüm kod tabanı kapalı ve Discord’un kapanması ya da yön değiştirmesi durumunda, platformu çatallayıp (fork) kendi versiyonunuzu barındırmanız mümkün değil.
API’nin açık olması ve topluluk desteği, yazılımın kendisinin açık kaynak olduğu anlamına gelmiyor. Discord’un tüm altyapısı şirketin kontrolünde ve kullanıcıların platform üzerindeki verileri tamamen Discord’un politikalarına bağlı. Merkezi olmayan yapı ya da veri sahipliği konularında hassassanız, Revolt gibi alternatifler daha iyi bir seçenek olabilir.
Notion: Güçlü Ama Kapalı Ekosistem
Notion’ın esnekliği ve şık tasarımı, onu birçok geliştiricinin iş akışının vazgeçilmezi hâline getiriyor. Güçlü ve geliştirici topluluklarında sevilen bir araç olması, açık kaynak olduğu yanılgısını doğurabiliyor. Ancak kod tabanı tamamen kapalı, platform sadece bulut tabanlı çalışıyor ve kullanıcılar tamamen Notion’ın ekosistemine kilitli durumda.
Kendi sunucunuzda barındırabileceğiniz bir versiyon yok ve gerçek bir şeffaflık bulunmuyor. Not alma ve veri tabanı hibridinin açık, kendi kendine barındırılabilir bir versiyonunu istiyorsanız AppFlowy gibi araçlar benzer işlevsellik sunuyor.
Obsidian: Markdown Destekli Ama Tescilli
Obsidian, ilk bakışta bir geliştirici tarafından açık kaynaklı olarak yaratılmış gibi görünüyor. Uygulama, markdown desteği, yerel depolama ve tonlarca eklenti ile açık kaynak ruhunu yansıtıyor gibi duruyor. Ancak kaynak koduna erişim bulunmuyor ve güçlü senkronizasyon ile yayınlama özellikleri ücretli duvarın arkasında kalıyor.
Daha şeffaf ve benzer özelliklere sahip alternatifler arıyorsanız Logseq ve Zettlr, gerçekten açık kaynak seçenekler sunuyor ve arka planda neler döndüğünü görmenize izin veriyor.
Figma: Tasarımcıların Sevdiği Kapalı Araç
Figma, tasarımcılar arasında büyük beğeni topluyor. Hızlı, iş birlikçi ve kullanımı kolay olması nedeniyle tercih edilse de tamamen kapalı kaynak bir platform. Adobe’nin Figma’yı satın alma planlarını duyurması, açık kaynaklı alternatiflerin gerekliliği konusunda büyük bir tartışma başlattı. Bu durum, kapalı platformlara olan bağımlılığın risklerini gözler önüne serdi.
Özetle modern yazılım dünyasında bir uygulamanın ücretsiz ya da geliştirici dostu olması, onu açık kaynaklı yapmıyor. Gerçek açık kaynaklı yazılımlar; kod şeffaflığı, özgürlük ve topluluk kontrolü sunuyor. Bu ayrımı anlamak, hem kişisel tercihleriniz hem de uzun vadeli dijital özgürlüğünüz için kritik önem taşıyor. Alternatif seçenekleri araştırmak ve bilinçli kararlar vermek, teknoloji bağımlılığınızı azaltmanın ilk adımı.
Kaynak: HowToGeek