Bu haber, 2021 yılında bağımsız oyun geliştiricisi Wolfire’ın oyun devi Valve’a karşı açtığı telif hakkı davasını konu alıyor. Dava, Valve’ın Steam platformunda oyun geliştiricilerden aldığı yüksek komisyon oranlarının haksız rekabet oluşturduğunu iddia ediyordu.
Valve’ın %30’luk komisyon oranı daha önce de eleştiri konusu olmuştu ve bu oranın, diğer benzer platformlara kıyasla gerçekten yüksek olduğunu söylemek mümkün. Habere göre Valve, komisyon oranlarında indirim sağlıyor ancak bunu yalnızca büyük oyun stüdyoları için yapıyor. Dolayısıyla pazar payı daha küçük olan bir geliştiriciyseniz veya bağımsız bir şekilde işlerinizi yürütüyorsanız ne yazık ki bu indirimden faydalanamıyorsunuz.
Dava 2021 yılında düşürüldüğünde hakim, Valve’ın komisyon oranının, Steam platformunun oyun geliştiricileri için yarattığı değer sebebiyle makul olduğunu belirtmişti. Yani platformun oyun sektöründe yarattığı fayda, alınan komisyonu haklı çıkarıyordu. Ancak davanın düşürülmesi şartlıydı, yani Wolfire’a yasal eksiklikleri giderip yeniden dava açma şansı verildi. Wolfire de bu hakkını kullanarak Mayıs 2022’de davayı tekrar açtı.
GameDiscoverCo tarafından paylaşılan bir bültende davaya dair bazı yasal belgeler ve resmi e-posta yazışmaları paylaşıldı. E-postalar büyük ölçüde sansürlüydü ancak Valve’ın 2018 yılında mevcut olan en verimli şirket olduğunu gösteren bilgiler içeriyorlardı.
Bir Valve çalışanı olan Kristan Miller, şirketin net gelirini saatlik olarak hesapladı ve bunu o zamanki çalışan sayısına (350 kişi çalışıyordu) böldü. Bu oran, şirket için gelirin ne kadarlık bir kısmının kasada kaldığını gösteriyor ve önemli bir istatistik olarak dikkat çekiyor. Karşılaştırma Amazon, Netflix, Apple, Microsoft ve Facebook gibi dev şirketleri de içeriyordu. Sansürler nedeniyle Valve’ın 2018 yılında ne kadar önde olduğunu göremesek de, şirketin tüm bu devleri geride bıraktığını biliyoruz.
Özetleyecek olursak 2018 yılında Valve, çalışan başına en az 780.400 dolar net gelir elde etmiş ve birinci olmuş. Bu da şirketin, gelir verimliliği açısından şaşırtıcı bir şekilde iyi olduğunu gösteriyor. Karşılaştırma açısından şöyle bir örnek verebiliriz; şu an yaklaşık 2.5 trilyon dolar piyasa değeri olan Apple, o dönemki sıralamada 476.160 dolarla üçüncü sırada yer almış.
Elbette şirketlerin yapılarının da bu rakamlar üzerinde etkili olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu nedenle bu rakamlar ham verimliliği gösterme konusunda başarılı ancak şirket hacimleriyle doğrudan ilişkili değiller. Yine de bu, Valve’ın çok az çalışanla inanılmaz miktarda para kazandığını net bir biçimde kanıtlıyor. Durumun son altı yılda değişip değişmediği belirsiz, dolayısıyla 2018 yılında geçerli olan bu durumun hâlen sürüp sürmediğini bilmiyoruz. Yine de Valve’ın iş modelini değiştirmediğini ve güçlenmeye devam ettiğini düşünürsek şirketin hâlen zirvede olduğunu söyleyebiliriz.
Son olarak söylemek gerekiyor ki, gelir verimliliği konusunda Apple ve Microsoft gibi devlere meydan okumak gerçekten şaşırtıcı ve oyun endüstrisinin devasa büyüklüğünü hatırlatan cinsten. Bu da bu kadar büyük bir endüstride son dönemlerde yaşanan toplu işten çıkarmaları daha da acımasız kılıyor ve oyun şirketlerinin geleceği hakkındaki endişelerin artmasına sebebiyet veriyor.