Konu Başlıkları Gizle
Selamlar. Yeni bir inceleme ile daha karşınızdayım. Açıkçası bu oyunun incelemesini yapma sebebim, bende yerinin ayrı olmasıdır. Zira seneler önce oynadığım ama şu anda oynanması mümkün olmayan oyunu şöyle bir gündeme getireyim dedim. Başlayalım incelemeye.
Evet, elimden geldiğince hikâyeyi özetledim. Buradan anlayacağınız tek şey ise kaos olacaktır. Evet, devamlı bir kaos bulunmakta. Film serisindeki gibi dandirik insan karakterlerle bulanmamış ve tabir-i caizse aralarındaki kan davasına benzer olayları kaosa dökmüş bir hikâye görüyoruz. En azından ben öyle görüyorum. Halo'dan bile daha kaotik bence. Tema konusunda zaten mükemmele yakın, ona hiçbir lafım yok. Dediğim gibi, oyun alternatif bir evrende geçtiği için eğer film serisini beğenmiyorsanız bu alt seri size ilaç gibi gelebilir. Şahsen hikâyeden memnun olduğumu söyleyebilirim. Ha bir de sonu hakkında bir iki kuple edeceğim ama Spoiler olacak. Spoiler yemek istemiyorsanız sürprizbozanı açmayın.
(Fotoğraf: Transformers: Fall of Cybertron Review)
Oyunda Titan Weapons, Scientist Weapons, Infiltrator ve Destroyer Weapons olmak üzere 4 farklı silah sınıfı bulunmakta. Titan Weapons sınıfı, adından da anlaşılacağı gibi kullanımı yavaş ama hasarı normalden oldukça yüksek silahlardan oluşmakta. Scientist Weapons ise orta-hafif arası silahları barındıran bir sınıf. Infiltrator ise adı gibi biraz daha hafif silahları bulundurmakta. Son sınıf olan Destroyer Weapons ise adı gibi yok eden silahlar barındırmakta. Sınıftaki 4 silah da roketli ve patlayıcılı silahlardan oluşmakta. Her birinin Gunplay'i de ayrı hoş. Oyunda bir de kullanabileceğiniz ekipmanlar var. Bomba tarzı şeylere hiç girmiyorum zaten. Ve evet, oyunda Transform özelliği de var. Bir zahmet de olsun. Araç kontrolleri fena olmasa bile bazı bölüm içi sekanslar var ki, tamamen araç sürmeye odaklanan sekanslar oluyor bunlar. Oyunun başlarında bile böyle sekanslar görmeniz zor olmayacak. Araç halindeyken de düşmanlarınızla kapışabiliyorsunuz, daha ne olsun?
(Fotoğraf: Transformers: Fall of Cybertron Review)
Gelelim bölüm tasarımlarına. Oyunda farklı karakterleri oynayabilmemizin yanı sıra aynı zamanda yaptığımız şeyler de farklı oluyor. Yani sadece bir savaş ortamında olmuyoruz. Bir bölümde ortağımız ile birlikte Decepticon'lar tarafından korunan büyük bir kanalizasyona gizlice sızıyoruz, diğer bölümde bir Decepticon üyesi olarak Autobot'ların büyük çaplı bir konvoyuna sızıyoruz (evet, Decepticon olarak oynadığımız bölümler bile var), bir başka bölümde de Grimlock'u kontrol ediyoruz. Ne olduğunu söylemeyeyim, sonlarda olan bu bölümü zamanında ayıla bayıla oynamıştım. Gerçi şu anda aşırı derecede de zevkli gelmiyor bana ama yine de iyi bir bölüm olduğunu söyleyebilirim.
(Fotoğraf: Transformers: Fall of Cybertron E3 Coverage)
PUAN: 8/10
Giriş:
Öncelikle ben Transformers'ı sevmiş birisiyim. Elbette Transformers'a olan sevgim, zamanında izlediğim çizgi filmlerden ve hepinizin bildiği film serisindeki ilk üç filmden ibaret olsa bile bir dönem sevdiğim bir seriydi. Lakin seri, 5. filmden sonra iyice gözümden düşmeye başladı. Tabii 5. filmin rezilliği sonrası da Transformers tabir-i caizse rafa kalktı benim için. Ki hâlen de öyle. Lakin seriye yakınlaşmamı sağlayan bir oyun ikilisi vardı. O da Transformers: War for Cybertron ve Fall of Cybertron'du. Her film oyununun rezil rüsva olması gibi Transformers'ın film oyunları da rezil rüsvaydı. War for Cybertron ve Fall of Cybertron ikilisi, düşük bütçeyle yapılmış ve başka oyunlardan Asset araklanmış gibi hissettiren o oyunların yanında tabir-i caizse Game Of The Year gibi kalıyor. Hele ki Fall of Cybertron. Yalan yok, War for Cybertron'u oynamadım ama diğer o dandik oyunlara taş çıkartacağı kesin. Ki şu an oynama ihtimalim yok denecek kadar az. Çünkü her iki oyunun da lisansının sonlanması sonrası satıştan kalıcı olarak çekildi. Belki Torrent olarak vardır ama ne kadar güvenli, bilmiyorum. Bunun sebebinin en başında ise oyunların alternatif bir evrende geçmesi durumu var. Hatta şöyle anlatayım: War for Cybertron ve Fall of Cybertron ikilisinde herhangi bir insan karakter göremezsiniz. Hani Transformers filmlerinde illa garip tiplemeli bir insan karakter yer alır ya işte bu durum War for Cybertron ve Fall of Cybertron için geçerli değil. Tamamen Autobot ve Decepticon'ların savaşına odaklanan alt bir seri var ortada. Ve bana göre bu serinin Lore'u, film serisi olan Transformers'a on bin basar. Umarım kendimi açıklayabilmişimdir.Hikâye:
Gelelim hikâyeye. Oyun, War for Cybertron'da olan olaylardan sonrasını anlatıyor. Autobot'lar ve Decepticon'lar arasında olan büyük savaş, Cybertron gezegenini geri dönüşü olmayan bir çöküşe sürüklemiştir. Oyuna Bumblebee olarak başlıyoruz. Karakterimiz uyanıyor ve bir Autobot ekibiyle birlikte Decepticon'ların saldırılarından korunmak için bir üsse sığındığımızı görüyoruz. Daha sonra üs işgal ediliyor ve biz de oradan kaçıyoruz. Daha sonra ise Optimus Prime'ın Megatron ile kapıştığını görüyoruz. Megatron ise tam Optimus'u öldüreceği anda Bumblebee, Optimus'u korumak için önüne atılıyor ve vuruluyor. Bu sahneden sonra ise birkaç gün öncesine dönüyoruz ve bu sefer Optimus Prime olarak oynuyoruz. Amacımız ise elbette ki Megatron'u yenip bu savaşı bitirmek. Ama Cybertron yıkılırken ve savaşın gidişatı inişli çıkışlıyken hedefimizdeki kişiyi yenmek, o kadar da kolay olmayacaktır.Evet, elimden geldiğince hikâyeyi özetledim. Buradan anlayacağınız tek şey ise kaos olacaktır. Evet, devamlı bir kaos bulunmakta. Film serisindeki gibi dandirik insan karakterlerle bulanmamış ve tabir-i caizse aralarındaki kan davasına benzer olayları kaosa dökmüş bir hikâye görüyoruz. En azından ben öyle görüyorum. Halo'dan bile daha kaotik bence. Tema konusunda zaten mükemmele yakın, ona hiçbir lafım yok. Dediğim gibi, oyun alternatif bir evrende geçtiği için eğer film serisini beğenmiyorsanız bu alt seri size ilaç gibi gelebilir. Şahsen hikâyeden memnun olduğumu söyleyebilirim. Ha bir de sonu hakkında bir iki kuple edeceğim ama Spoiler olacak. Spoiler yemek istemiyorsanız sürprizbozanı açmayın.
Şöyle ki, oyunun başı aslında oyunun sonu oluyor. Hani oyunun ilk bölümünde Bumblebee, Optimus Prime için kendini feda ediyordu ya, aslında o bölüm son bölüm oluyor. Buna benzer olay Persona 5'te de var ama o oyunun başı, sonu değil. Neyse, çok spoiler vermeyeyim Persona 5 hakkında. Konuya dönersek: Optimus Prime ile Megatron'un kapıştığı bölümde ikisinden biriyle oynayabiliyorsunuz. Ama hangi karakterle oynarsanız oynayın, oyunun sonu aynı. Yani Megatron'u oynayıp Optimus Prime'ı öldürerek Decepticon'un savaşı kazanması veya Optimus Prime'ın Megatron'u öldürerek intikam alması gibi bir durum yok. Zaten oyunda Cybertron'un yok oluşu esas alınıyorken de iki tarafın savaşı kazanması gibi bir durum söz konusu değil.
Oynanış:
Gelelim oynanışa. Oyun, Third-Person(3. Şahıs) bakış açısına sahip bir Shooter oyunudur. Mekanikleri biraz da Gears of War'dan alıyor oyunumuz. Mesela oyunda koştuğunuzda aklınıza direkt Gears of War oyunları gelecektir. Gerçi Gears of War'un doğurduğu bu oynanış mekaniğini birçok oyun kullandığından artık standartlaştı. Yani çıkıp da buna "Gears of War çakması yapmışsınız a**********" gibisinden bir tepki veremem. Eğer tepki verirsem bu tepki Spec Ops: The Line'a da gider, War for Cybertron'a da. Neyse, bunun yanı sıra oyunun vuruş hissiyatından memnun olduğumu da söyleyebilirim. Düşmana vurduğunuz her bir mermi hissedilebilir oluyor ve bu da oyun zevkinizi artırıyor.(Fotoğraf: Transformers: Fall of Cybertron Review)
Oyunda Titan Weapons, Scientist Weapons, Infiltrator ve Destroyer Weapons olmak üzere 4 farklı silah sınıfı bulunmakta. Titan Weapons sınıfı, adından da anlaşılacağı gibi kullanımı yavaş ama hasarı normalden oldukça yüksek silahlardan oluşmakta. Scientist Weapons ise orta-hafif arası silahları barındıran bir sınıf. Infiltrator ise adı gibi biraz daha hafif silahları bulundurmakta. Son sınıf olan Destroyer Weapons ise adı gibi yok eden silahlar barındırmakta. Sınıftaki 4 silah da roketli ve patlayıcılı silahlardan oluşmakta. Her birinin Gunplay'i de ayrı hoş. Oyunda bir de kullanabileceğiniz ekipmanlar var. Bomba tarzı şeylere hiç girmiyorum zaten. Ve evet, oyunda Transform özelliği de var. Bir zahmet de olsun. Araç kontrolleri fena olmasa bile bazı bölüm içi sekanslar var ki, tamamen araç sürmeye odaklanan sekanslar oluyor bunlar. Oyunun başlarında bile böyle sekanslar görmeniz zor olmayacak. Araç halindeyken de düşmanlarınızla kapışabiliyorsunuz, daha ne olsun?
(Fotoğraf: Transformers: Fall of Cybertron Review)
Gelelim bölüm tasarımlarına. Oyunda farklı karakterleri oynayabilmemizin yanı sıra aynı zamanda yaptığımız şeyler de farklı oluyor. Yani sadece bir savaş ortamında olmuyoruz. Bir bölümde ortağımız ile birlikte Decepticon'lar tarafından korunan büyük bir kanalizasyona gizlice sızıyoruz, diğer bölümde bir Decepticon üyesi olarak Autobot'ların büyük çaplı bir konvoyuna sızıyoruz (evet, Decepticon olarak oynadığımız bölümler bile var), bir başka bölümde de Grimlock'u kontrol ediyoruz. Ne olduğunu söylemeyeyim, sonlarda olan bu bölümü zamanında ayıla bayıla oynamıştım. Gerçi şu anda aşırı derecede de zevkli gelmiyor bana ama yine de iyi bir bölüm olduğunu söyleyebilirim.
(Fotoğraf: Transformers: Fall of Cybertron E3 Coverage)
Teknik Özellikler:
Teknik özelliklere geleyim. Oyunla alakalı bazı incelemelerde grafiklerin kötü olduğuyla alakalı şeyler duyabilirsiniz. Bu durum bana göre konsoldan konsola değişmekte. Zira oyunun PS3 versiyonuna veya Xbox 360 versiyonuna bakarsanız, oyunun grafiklerinin o kadar da iyi olmadığını görebilirsiniz. Bu doğrudur ama oyunu hem PC'den hem de PS4'ten oynamış birisi olarak grafiklerin gözüme battığını hatırlamıyorum. Elbette ahım şahım değildi ama hatırladığım kadar da kötü değildi. 2012 yapımı bir oyun olduğu için çok da üzerine gitmeyeceğim. Performans konusunda ise konsol versiyonları o kadar da iç açıcı değil. Sabit 30 FPS alıyorsunuz hatta aldığım bazı duyumlara göre araç formuna geçtiğinizde düşüşler bile oluyormuş. Tabii ben oyunu en son PC üzerinden oynadığımdan ve PS4 için de detaylı bir test yapmadığım için internette yazılanlarla konuşuyorum. PC'de 60 FPS sınırı var ama optimizasyonda bir sıkıntı olduğunu söyleyemem. Zamanında Quadro 2000'le bile kötü bir performans aldığımı hatırlamıyorum. Modern bilgisayarlar da rahat açar zaten, o konuda endişeniz olmasın. Yapay zekâsı ise ortalama. Ne iyi, ne kötü.Çok Oyunculu ve Diğer Oyun Modları:
Oyunda Campaign'in yanı sıra(hikâye modu) Multiplayer ve Escalation olmak üzere iki farklı mod bulunmakta. Multiplayer'ı açıklamama gerek yok herhalde. 4 farklı Transformer sınıfındaki karakterlerinizi tasarlayıp, bir de üstüne Loadout'ları ayarlayıp çok oyunculu maçları oynuyorsunuz. Escalation da oyunun Special Ops'ı denebilir. Co-op olarak oynanabilen PvE maçları oluyor. Lakin size kötü bir haberim var: Oyun satıştan kaldırıldıktan sonra da oyunun sunucuları kapatıldı. Hayran yapımı sunucularda da oynayabilirsiniz lakin çoğu zaman aktifliği az oluyor, benden söylemesi.Fiyat:
Son olarak da gelelim fiyata. Gerçi bu konuya değinmemin bile anlamı yok. Çünkü oyun satışta değil. Zamanında oyunu DLC'leriyle birlikte 100 TL'ye almıştım. Zamanına göre çok ucuz değildi ama şu an için bedava denilecek seviyede. Peki oyunu nasıl oynayabilirsiniz? Oyunu oynamak için iki yolunuz var: Key almak veya Torrent üzerinden indirmek. Ben ikinci yolu tavsiye ediyorum çünkü Key fiyatları uçuk seviyede. Yaklaşık 4000 TL civarında. 2012'de çıkan bir oyuna göre de alınmaz tabii. Eğer oynayacaksanız Torrent'ten indirin ama güvenilir olup olmadığına da dikkat edin.Sonuç:
Kısacası Transformers: Fall of Cybertron; hikâyesinin kaotikliğiyle, vuruş hissiyatıyla, silah ve ekipman çeşitliliğiyle ve bölüm tasarımlarıyla günümüzdeki oyunlara taş çıkartır nitelikte. Lakin yapay zekânın ortalama olması, konsollardaki optimizasyon sorunları ve müziklerin o kadar da hatırlanabilir olmaması; oyunun eksileri oluyor. Ama yine de oyunun artıları, eksilerinden daha üstün durumda. Oyunu yapan High Moon Studios, şu aralar Call of Duty'nin yakasından ayrılmasa bile umarım War for Cybertron ve Fall of Cybertron ikilisi için bir Remaster geliştirir. Şimdiden özledim bu seriyi...PUAN: 8/10
Son olarak da şu fragmanı bırakmak istiyorum. En büyük Hype kaynağımdır: