MRT2351
Üyecik
- Katılım
- 16 Mayıs 2025
- Mesajlar
- 12
- Beğeniler
- 9
Yaşadığım şehirdeki iş imkanları dolayısı ile uzun yıllardır çalışmıyorum, tekrar nasıl iş hayatına dönebilirim bilmiyorum. En son bir işe girdim işveren ne sigorta yaptı ne başka bir şey. Eğitim adı altında 1 hafta boyunca çevre şehirdeki bir restorantta günden günde değişmekle beraber 3, 4, 5 saat çalıştırdı. Her şeyin mükemmel olmasını istediği ve yeni restorantını işi bilen insanlarla açmak istediği belli oluyordu.
Maalesef bu tür işleri sevmiyorum. Eğitim sınıfı adı altında her zaman gruplaşma oluyor, kimse işine bakmıyor, herkes sırtını dayayabileceği birisini arıyor. Sigara arkadaşlığı falan derken karşımda yönetici takımını da kapsayan güçlü bir grup oluştu. Yeni restorantın tadilat temizliğini de bize yaptırdılar. Yanımda benimle aynı işi yapan kişi yeni restorantın tadilat temizliğinde "onu da ben yapayım bunu da ben yapayım" tarzında laf sokunca gerçekten sinirlendim, ki karşımdaki kişi iş yeri gruplaşmasında kendi yerini ve benim yerimi bilerek bunu söylemeye cesaret edebiliyor.
Ben zaten tadilattan geçmiş dükkan temizliği yapmak için anlaşmamışım. Üstelik başımızda sen şunu yap sen bunu yap diyecek bir yönetici yok haliyle de ne yapacağımı bilmiyorum. Kendi aralarında laf gezdirmeye başlamışlar isteksiz çalışıyor diye, o da beni sinirlendirdi. Ben yıllarca işsiz kalmışım ha deyince dinamik çalışmak kolay değil. Ayrıca ben sadece normal hızda gerektiğinde de hızlı diyebileceğimiz normal hızın birkaç tık üzerinde bir hızda işimi yapmaya çalışıyordum. Deli gibi koşmayı doğru bulmuyorum. Müşteri de 2 dakika geç yesin yemeğini, ne olacak yani. Aceleyle karışık elimi kessem daha mı iyi olacak?
Yanımda benimle aynı işi yapan arkadaş sürekli panik, eli ayağına karışıyor ama yaptığı hareketler yüzde yüz prim yapıyor. Aynı şeyi ben yapsam adım gibi eminim kimseyle konuşmuyor bu der dışlarlardı. Şef beni 1 saniye boş bırakmıyor, işimiz biter bitmez talimat yağdırmaya başlıyor. Müdür arıyordun al sana müdür demek istiyor galiba. Neyse bu kısımları hiç umursamadım gece restorant kapanışındayım bir tane sipariş gelmiyor. Restorantı kapatmamıza 2, 3 saat var, sosları dolduruyorum, şef geldi hala bitmedi mi dedi. Ben de cevap olarak bitmedi dedim çünkü ilk kez yapıyorum. Nasıl hızlı yapılacağını ben nereden bileyim, dolduracağım sosun kovası hangi dolapta nereden bileyim, dolapta mı değil mi nereden bileyim. Hala eğitim süresindeyiz.
Ertesi gün oldu arabada işe gidiyoruz, patronun kardeşine hemen haber uçmuş ikili münakaşa istermiyorum, çalışmayacaksanız çalışmayın falan diyor. Ben tabii arkamdan bir kez daha konuşulduğunu anladım, hatta patronun kardeşi özellikle arabadaki diğer iki kişiye sizlik sorun yok dedi, geriye tek ben kalıyorum. Ben de o gün çalışırken sinirlendim ve işten çıktım. Acaba doğru mu yaptım, gruplaşmanın olduğu yerde mutlu olamazdım. Gruplaşmanın üyeleri her ay babasının çiftliğine geliyor gibi gelir gider, maaşlarını da garanti görürlerdi. Ya da durumu kabullensem daha mı doğru olurdu? Suçlu kim ben miyim, yaşadığım şehir mi, iş imkanlar mı? Bilmiyorum.
Maalesef bu tür işleri sevmiyorum. Eğitim sınıfı adı altında her zaman gruplaşma oluyor, kimse işine bakmıyor, herkes sırtını dayayabileceği birisini arıyor. Sigara arkadaşlığı falan derken karşımda yönetici takımını da kapsayan güçlü bir grup oluştu. Yeni restorantın tadilat temizliğini de bize yaptırdılar. Yanımda benimle aynı işi yapan kişi yeni restorantın tadilat temizliğinde "onu da ben yapayım bunu da ben yapayım" tarzında laf sokunca gerçekten sinirlendim, ki karşımdaki kişi iş yeri gruplaşmasında kendi yerini ve benim yerimi bilerek bunu söylemeye cesaret edebiliyor.
Ben zaten tadilattan geçmiş dükkan temizliği yapmak için anlaşmamışım. Üstelik başımızda sen şunu yap sen bunu yap diyecek bir yönetici yok haliyle de ne yapacağımı bilmiyorum. Kendi aralarında laf gezdirmeye başlamışlar isteksiz çalışıyor diye, o da beni sinirlendirdi. Ben yıllarca işsiz kalmışım ha deyince dinamik çalışmak kolay değil. Ayrıca ben sadece normal hızda gerektiğinde de hızlı diyebileceğimiz normal hızın birkaç tık üzerinde bir hızda işimi yapmaya çalışıyordum. Deli gibi koşmayı doğru bulmuyorum. Müşteri de 2 dakika geç yesin yemeğini, ne olacak yani. Aceleyle karışık elimi kessem daha mı iyi olacak?
Yanımda benimle aynı işi yapan arkadaş sürekli panik, eli ayağına karışıyor ama yaptığı hareketler yüzde yüz prim yapıyor. Aynı şeyi ben yapsam adım gibi eminim kimseyle konuşmuyor bu der dışlarlardı. Şef beni 1 saniye boş bırakmıyor, işimiz biter bitmez talimat yağdırmaya başlıyor. Müdür arıyordun al sana müdür demek istiyor galiba. Neyse bu kısımları hiç umursamadım gece restorant kapanışındayım bir tane sipariş gelmiyor. Restorantı kapatmamıza 2, 3 saat var, sosları dolduruyorum, şef geldi hala bitmedi mi dedi. Ben de cevap olarak bitmedi dedim çünkü ilk kez yapıyorum. Nasıl hızlı yapılacağını ben nereden bileyim, dolduracağım sosun kovası hangi dolapta nereden bileyim, dolapta mı değil mi nereden bileyim. Hala eğitim süresindeyiz.
Ertesi gün oldu arabada işe gidiyoruz, patronun kardeşine hemen haber uçmuş ikili münakaşa istermiyorum, çalışmayacaksanız çalışmayın falan diyor. Ben tabii arkamdan bir kez daha konuşulduğunu anladım, hatta patronun kardeşi özellikle arabadaki diğer iki kişiye sizlik sorun yok dedi, geriye tek ben kalıyorum. Ben de o gün çalışırken sinirlendim ve işten çıktım. Acaba doğru mu yaptım, gruplaşmanın olduğu yerde mutlu olamazdım. Gruplaşmanın üyeleri her ay babasının çiftliğine geliyor gibi gelir gider, maaşlarını da garanti görürlerdi. Ya da durumu kabullensem daha mı doğru olurdu? Suçlu kim ben miyim, yaşadığım şehir mi, iş imkanlar mı? Bilmiyorum.
Son düzenleyen: Moderatör: