Merhaba! Bu konumda Freud'un id-ego-süperego kuramını kullanarak ahlakın temellendirilmesi problemi üzerinden tanrının varlığını açıklamaya çalışacağım. Bunu kendim düşündüm ama başka bir yerde de olabilir. Sadece temel bilgilerimi kullanıyorum.
Öncelikle dinsiz ahlakın var olamayacağı fikrini anlatmak istiyorum.
Ali ahlak X'tir diyor. Mehmet ahlak Y'dir diyor. Ali'nin söylediği de bir ahlak tanımı, Mehmet'inki de. Burada birbirimizi kandırmayalım, çünkü güçlü olanın ahlak tanımı kazanır.
Psikososyolojik açıdan baktığımızda, insan hayatta kalma içgüdüleri, insanı, toplumlar oluşturmaya itmiştir. Birey söz konusu olduğunda, ahlak yoktur. Çünkü ahlakın işlevselliği yoktur. Fakat bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu toplum kavramı söz konusu olduğunda, ahlakın işlevselliği devreye girer.
Toplumlar oluştuğunda, onları yönetecek liderlere ihtiyaç duyulmuştur -sosyoloji. Liderler tarafından yönetilen bu toplumlar, liderin ahlak anlayışına tabi olabilir. Bu da değişken bir ahlak temeli demektir ve bu ahlaki temel evrensel olamaz.
Diğer bir bakış açısı da şu ki, farklı liderlerin farklı ahlak temeli olabilir ve güçlü olanın ahlaki temeli geçerli kabul edilir. Ki burada -farklı liderlerin farklı ahlak temeli olabilir- ki farklı ahlak temelleri demek bile evrensel bir ahlakın üst otoritesiz meydana gelmeyeceğini gösterir.
Bir diğer bakışta, evrimsel bakış açısında, doğal seleksiyon, uyum sağlayanı hayatta tutar. Fakat doğa, kişinin ahlaklı olup olmadığına bakmaz. Kişinin uyum sağlayıp sağlayamadığına bakar. Günümüz ahlak yapısına göre, tecavüz, ahlaksızdır. Fakat evrimsel mekanizma, tecavüz yapanı ayakta tutar. Çünkü onun genleri iş başındadır.
Evrimsel bakış açısında, uyum sağlayabilenin ise ahlakı bireysel açıdan değişkenlik gösterebilir. Verdiğimiz örnekte tecavüz yani ahlaksızlık yapılmıştır ama buna karşın evrim onu ayakta tutmuştur.
Buraya kadar ki ezcümle şudur, dinsiz ahlak olamaz.
Dinsiz ahlak olamaz savını destekleyici bir bakış açısı da psikolojik boyuttadır.
Freud'un buzdağı şeması teorisi, insan ruhunu üç katmandan oluşan bir buzdağına benzeterek tasvir eder. Bu katmanlar şunlardır:
Süperegonun ahlak ve vicdan yapısı içinde bulunulan toplumun ahlaki yapısına göre şekillenir. Bu toplumun ilk fertleri aile ve daha sonra dış dünyadır. Fakat ferdin, anne babasından oluşan ahlak temsilcileri, içinde bulunulan toplumun ahlak temsilcileridir. Yani, insan benliğinde, toplumsal bazda GÖRECELİ bir ahlak anlayışı gelişiyor.
Ego, insan benliğidir ve karar alıcı mekanizmadır. İd ve süperegonun yapısını düşündüğümüzde ego da neden-sonuç ilişkisi olarak GÖRECELİ bir ahlak anlayışı geliştirir.
İnsandan başka daha üst bir varlık dünya üzerinde yoktur.
Buraya kadar ki anlatımdan anladığımız üzere, insan benliği (ego) GÖRECELİ ahlak anlayışı geliştirir ve bu da evrensel ahlakın temellendirilmesini imkansız kılar.
Bu bağlamda, insandan daha üst bir otorite olması, daha üst bir bilinç olması gerekmektedir. Bu otorite de tanrıdan başka olamaz.
Yaklaşımımı test etmek için Gemini'yi kullandım ve karşı argüman sunamadı:
Öncelikle dinsiz ahlakın var olamayacağı fikrini anlatmak istiyorum.
Ali ahlak X'tir diyor. Mehmet ahlak Y'dir diyor. Ali'nin söylediği de bir ahlak tanımı, Mehmet'inki de. Burada birbirimizi kandırmayalım, çünkü güçlü olanın ahlak tanımı kazanır.
Psikososyolojik açıdan baktığımızda, insan hayatta kalma içgüdüleri, insanı, toplumlar oluşturmaya itmiştir. Birey söz konusu olduğunda, ahlak yoktur. Çünkü ahlakın işlevselliği yoktur. Fakat bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu toplum kavramı söz konusu olduğunda, ahlakın işlevselliği devreye girer.
Toplumlar oluştuğunda, onları yönetecek liderlere ihtiyaç duyulmuştur -sosyoloji. Liderler tarafından yönetilen bu toplumlar, liderin ahlak anlayışına tabi olabilir. Bu da değişken bir ahlak temeli demektir ve bu ahlaki temel evrensel olamaz.
Diğer bir bakış açısı da şu ki, farklı liderlerin farklı ahlak temeli olabilir ve güçlü olanın ahlaki temeli geçerli kabul edilir. Ki burada -farklı liderlerin farklı ahlak temeli olabilir- ki farklı ahlak temelleri demek bile evrensel bir ahlakın üst otoritesiz meydana gelmeyeceğini gösterir.
Bir diğer bakışta, evrimsel bakış açısında, doğal seleksiyon, uyum sağlayanı hayatta tutar. Fakat doğa, kişinin ahlaklı olup olmadığına bakmaz. Kişinin uyum sağlayıp sağlayamadığına bakar. Günümüz ahlak yapısına göre, tecavüz, ahlaksızdır. Fakat evrimsel mekanizma, tecavüz yapanı ayakta tutar. Çünkü onun genleri iş başındadır.
Evrimsel bakış açısında, uyum sağlayabilenin ise ahlakı bireysel açıdan değişkenlik gösterebilir. Verdiğimiz örnekte tecavüz yani ahlaksızlık yapılmıştır ama buna karşın evrim onu ayakta tutmuştur.
Buraya kadar ki ezcümle şudur, dinsiz ahlak olamaz.
Dinsiz ahlak olamaz savını destekleyici bir bakış açısı da psikolojik boyuttadır.
Freud'un buzdağı şeması teorisi, insan ruhunu üç katmandan oluşan bir buzdağına benzeterek tasvir eder. Bu katmanlar şunlardır:
- İd: İlkel dürtüler ve arzuların bulunduğu bilinçaltı katmandır. Hayatta kalma ve haz alma gibi temel motivasyonlar id'den kaynaklanır.
- Ego: Gerçeklikle denge kurmaya çalışan ve kimlik duygusunu barındıran bilinçli katmandır. İd'in dürtülerini toplumun kurallarına ve ahlaki değerlere uygun şekilde yönlendirmeye çalışır.
- Süperego: Ahlak ve vicdanı temsil eden katmandır. Toplumun ahlaki normlarını ve ideal benlik algısını içerir. Ego, süperegonun taleplerini karşılamak için çabalar.
Süperegonun ahlak ve vicdan yapısı içinde bulunulan toplumun ahlaki yapısına göre şekillenir. Bu toplumun ilk fertleri aile ve daha sonra dış dünyadır. Fakat ferdin, anne babasından oluşan ahlak temsilcileri, içinde bulunulan toplumun ahlak temsilcileridir. Yani, insan benliğinde, toplumsal bazda GÖRECELİ bir ahlak anlayışı gelişiyor.
Ego, insan benliğidir ve karar alıcı mekanizmadır. İd ve süperegonun yapısını düşündüğümüzde ego da neden-sonuç ilişkisi olarak GÖRECELİ bir ahlak anlayışı geliştirir.
İnsandan başka daha üst bir varlık dünya üzerinde yoktur.
Buraya kadar ki anlatımdan anladığımız üzere, insan benliği (ego) GÖRECELİ ahlak anlayışı geliştirir ve bu da evrensel ahlakın temellendirilmesini imkansız kılar.
Bu bağlamda, insandan daha üst bir otorite olması, daha üst bir bilinç olması gerekmektedir. Bu otorite de tanrıdan başka olamaz.
Yaklaşımımı test etmek için Gemini'yi kullandım ve karşı argüman sunamadı: