Persona 3 Reload: 30 Saatin Ardından
30 saati oyunda geride bıraktım. Forumda malum bir forumdaki yazımı kopyala yapıştır yapacaktım normalde ama izin verilmiyormuş. O yazımda 10 saatin ardından düşüncelerimi aktarmıştım. Ben de madem izin verilmiyor, baştan yazayım dedim. Hem 30. saate geldim, Neyse konuyu uzatmayalım. Yazıya geçelim.
Hikaye
Hikayemiz 2. sınıf nakil bir öğrenci olan canon ismiyle "Makoto Yuki" olan ana karakterimizin yeni okulu "Gekkoukan Lisesi"ne transfer olması ile başlıyor. Daha sonra karakterimiz yurtta çeşitli insanlarla tanışıyor, karanlık saat denen saat diliminin gizemini "SEES (Ümdib

Oynanış
Bu konuda birkaç farklı başlığa değineceğim. "Oyun remake olunca karanlık atmosfer gitmiş mi?", "Tartarus nasıl olmuş?" gibi şeylere değineceğim. Ama öncelikle savaş sistemi ve sosyal yaşam aktivitelerinden bahsetmezsek olmaz.
Savaş sistemi klasik bir sistem aslında. Zamanında bu sistemi popülerleştiren de Persona 3 zaten. Peki ne bu sistem? Düşmanın zayıflıklarını bulmak ve toplu saldırı yapmak. Evet, basit bir sistem ama zamanı için devrimseldi. Oyunda gölge denen varlıkların arkasından gizlice saldırırsanız size avantaj, normal şekilde saldırırsanız nötr, o size saldırırsa da dezavantaj veren bir sistem var.
Temel mekanikler ise tam olarak şöyle:
Attack (Saldırı)
Hangi karakter seçiliyse o karakter elindeki silah ile sıradan bir saldırı yapıyor. Genellikle pek işlevli olmuyor ama kritik atak vurabiliyor ve bazı düşmanların zayıf noktası oluyor çeşitli silahlara karşı. Canı az olan düşman üzerinde mana kullanmak istemiyorsanız kullanılabilecek bir seçenek. Bazen de işe yarıyor.
Item (Eşya)
Bu komut envanterinizdeki eşyaları kullanmanızı sağlıyor. Can dolduran, hasar veren, buff veren çeşitli eşyaları kullanabiliyorsunuz. Savaşlarda dikkatli kullanmanız yararınıza olacaktır. Sonuçta eşyalar sınırlı değil.
Guard (Korunma)
O turda saldırı yapamıyorsunuz ve düşman saldırısından korunmanızı sağlıyor. Ayrıca hangi karakter ile yapıyorsanız o karakterin o turluk zayıf noktasını kapatıyor. Bosslar dışında pek işlevli değil ama yine de işe yaradığı zamanlar da az değil.
Persona
Shin Megami Tensei evreninden gelme "Persona" adı verilen yaratıkları çağırmanızı sağlıyor. Personalar çeşitli element hasarları ve fiziksel hasar verebiliyor. Oynanışın asıl kısmını da bu oluşturuyor. Mesela X düşmanı buz elementine zayıfsa X düşmanı üzerinde buz elementi kullanarak onu saf dışı bırakabiliyorsunuz. Aynı şekilde sizin Personanızın da zayıflıkları oluyor. Mesela Jack Frost ateşe karşı zayıf ve ateş elementini kullanabilen bir düşman sizi zayıf bırakabiliyor.
Ve tüm düşmanları düşürürseniz "All Out Attack" denen toplu saldırıyı yapabiliyorsunuz. Normal saldırılardan çok daha fazla vuran bu saldırı grup şeklindeki düşmanları yok etmek için birebir. Kesinlikle en çok bunu kullanacaksınız savaşlarda.
Yeni Mekanikler: Shift ve Teurji
Savaşlardaki asıl yenilik işte bu mekanik. Şimdi sorarlar adama Persona 5 Royal gibi harika bir oynanışa sahip oyunun ardından Persona 3 nasıl zevkli gelecek? Orijinal oyunda sadece bu dört komut vardı ve oynanış pek zevkli denemez. Çok sıkıcıydı hatta bazı kısımları. Karanlık sıkıcı bir koridor topluluğunda düşman avlıyordunuz. Ve stüdyo da buna karşılık olarak bu 2 önemli mekaniği eklemiş.
(Not: Ben malum forumdaki yazıyı yazarken henüz "teurji" mekaniği açılmamıştı. O yüzden o yazıda belirtmedim. İlk defa burada belirteceğim düşüncelerimi.)
Shift
Bir karakter ile kritik vuruş yaptığınızda başka bir karaktere isterseniz geçmenizi sağlıyor. Persona 5'teki Baton Pass ama çok daha basit bir hali. Ve bu pek hoşuma gitmedi. Persona 5'te Baton Pass'in seviyeleri vardı. Seviye atlatarak çok daha iyi avantajlar elde edebiliyordunuz. Bunda hasar bile arttırdığından şüpheliyim. Yine de eklenmesi güzel olmuş. Hiç yoktan iyidir.
Geldik Enfes Noktaya: Teurji
Persona 5 "Royal" oynayanlar oradaki Showtime sistemini hatırlayacaktır. Enfes animasyonları olan ve devasa hasarlar veren çeşitli saldırı animasyonlarıydı. Yalnız oyun ne zaman sizi zorda hissederse o zaman rastgele denk geliyordu ve güvenilir değillerdi. Sadece şansa geliyordu arada bir o kadar işte. Vurduğu hasar büyüktü ama pek bel bağlanacak bir sistem değildi. Teurji sistemi ise bundan farklı. Anlatayım:
Bildiğiniz gibi Persona 5 Royal'da bu showtime animasyonlarında çeşitli enfes animasyonlar ile devasa hasar vurabiliyordunuz. Aynısı Persona 3 Reload için de geçerli. Ama farklı olarak "Teurji barı" denen bir sistem var.
Şu karakterin sağındaki şu anda yeşil renkte olan bardan bahsediyorum. Peki bu ne işe yarıyor? Bu bar dolduğunda o animasyonlu teurji saldırılarını yapabiliyorsunuz! Devasa bir hasar vuruyor ve ciddi avantaj sağlıyor. Peki animasyonları nasıl? Partimizdekilerin teurjilerinin animasyonları Persona 5 Royal'daki animasyonların yanına bile yaklaşamaz.
Bizim ana karakterinki yani canon ismiyle "Makoto Yuki" olan karakterimizin teurji animasyonları ise yine çok iyi değil ama bayağı çeşitli. Sahip olduğunuz Personalara göre değişen animasyonlar var ve bu hoş bir detay. Çeşitlilik olarak da Persona 5'ten bariz şekilde daha fazlalar. Kısaca sevdim bu yeniliği. Hoş olmuş. Bu arada animasyonlar da harika Persona 5'ten kötü dememe bakmayın. Cidden bazıları çok iyi olmuş. Aigis'in teurji animasyonlarına bayıldım mesela. Ayrıca ne zaman dolacağı belli olduğu için güvenebileceğiniz bir sistem.
Ve oyun çok kolay. Keşke daha zor olsaymış. Persona 5'e kolay derken hakkını yemişiz biz. Persona 3'e bak bir de, uyuyarak oynayabilirim oyunu. Keşke daha zor olsaymış. En azından Persona 5 kadar zor olsaymış ki o da çok kolay ama neyse. Yine de savaş animasyonları gayet iyi, hatta yer yer Persona 5'ten iyi olunca savaşlar keyifli oluyor.
Tartarus'a da değinmesek olmaz. Tartarus hala sıkıcı. Ama çabalarını takdir ediyorum, değiştirmek için çaba harcamışlar. Çeşitli kapılar, kayıp insanlar, dizaynda ufak bir değişiklik ve görsellik kasmışlar. En azından yapmışlar ve daha çekilebilir olmuş. Orijinal oyunun kapkaranlık sıkıcı koridorlar topluluğundan daha çekilir kesinlikle. En azından Persona 5'teki Mementos kalitesinde (Belki bir tık daha iyi olabilir.) olmuş diyebilirim. Savaş animasyonlarının enfes olmasından dolayı o eksikliği de göz ardı edebiliyorsunuz yine.
Oyundaki karanlık hava da hala duruyor. Gitmemiş yani korkmayın. Fragmanlarda herkes bu soruyu soruyordu ama öyle bir şey yok.

Sosyal Yaşam
Büyük oranda aynı. Zaten değişmesini beklemiyordum da açık dünya keşke daha canlı olsaymış. Persona 5'te gayet canlı hissettiren enfes bir dünyadan sadece 1 tane adam gibi NPC gördüğünüz bir yer olunca ve o yer de ölü NPCler topluluğu olunca insan "keşke" demeden edemiyor. Dünya hala ölü hissettiriyor. Ayrıca Persona 5'te onlarca aktivite vardı, okuldan sonra hangisini yapacağımı şaşırıyordum ve hayatımda oynadığım en dolu oyun diyebileceğim seviyede bir oyundu Persona 5 Royal. Bunda ise okuldan sonra adam gibi yapabileceğiniz şey sayısı social linkler dışında çok az.
Neyse ki social linkler keyifli. Gerçekten çok kötü olanlar (Gurme Kral) olsa da geneli gayet keyifli. Hele bazıları enfes diyebileceğim seviyede. Yapmayı unutmayın efendim, yoksa oyunun tadı çıkmaz. Bu dediğim az aktivite açığını da kapatıyor. Ayrıca Persona 5'ten sayıca çok daha fazla olduğundan dediğim gibi yine az aktivite olayını kapatıyor. Oyunun başlarında sayıca çok azlar ama ilerde çok artıyorlar. Klasik Persona oyunu, sabırlı olacaksınız oyunun açılması için. Ayrıca Persona 3 en hızlı açılan Persona oyunu oynadıklarım arasından. (4 oynamadım. Utanç kaynağım. Yazın kesinlikle oynayacağım.)
Görsellik
Bir oyunun görselliği yer yer nasıl mükemmel olur da yer yer çok kötü olur sorusunu bu kadar sorduran tek oyundur herhalde. Öncelikle söyleyeyim, evet, görsellik çoğu yerde harika. Hatta Persona 5'ten bile iyi. Peki sorunun ne diyecekler için, yer yer de çok dandik. Mesela oyunda bir yerde bir adaya gidiyoruz, texturelar ve gölgeler çok rezalet. "Bu oyun bu kadar kötü görünüyor muydu?" sorusunu sordurttu bana. Neyse ki yurda dönünce hatırladım. Görselliğin harika olduğu yerler çok daha fazla ama böyle şeyler de var.
Sonuç
Seriye girmek istiyorsanız tam olarak girmeniz gereken oyun bu. Malum forumda yazdığım yazı gibi hala 9/10 seviyesinde ilerliyor. Hikaye de büyük etmen tabii ama dediğim gibi onda incelemede bahsederim. Kesinlikle oynamanızı öneririm. 70 dolar etmez ama Game Pass'te aylık 160TL'ye 2-3 ayda bitirirsiniz ve değer. Yeni bir oyun seviyesinde, Capcom seviyesinde bir Remake değil ama Dead Space Remake seviyesinde hatta bir tık daha kaliteli bir Remake diyebilirim. Ben sadece grafikleri yenileyip salarlar diyordum ama cidden kasmışlar. Gerçi ben bu noktada oyunun 8 aydır falan yapıldığını sanıyordum meğerse okuduğum bir şeye göre 2 senedir yapılıyormuş. Neyse işte beğendim kısaca. Oynayın, oynattırın.
Son düzenleyen: Moderatör: